YUNUS EMRE’NİN DİLİ
Kübra
MARAL
Celal
Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Türkçe
Öğretmenliği
Lisans
Öğrencisi
1)13. YY’DA
DİLİN DURUMU
Türkler,11.Yy’ın son çeyreğiyle
birlikte Anadolu’ya yerleşmeye başlamışlardı. Dolayısıyla buradaki halk, Türkçe
konuşuyordu. Fakat bu konuştukları dile bir edebi üslup kazandıramamışlardı. Bu
duruma sebebiyet veren en önemli şey; Arapçanın idari, Farsçanın ise edebi bir
dil olmasıydı. [1]13. Yy’in
ortalarında Moğol baskıları sonucu Anadolu’ya pek çok Türkçe konuşan halk gelmiş,
bu durum Türk diline bir varlık alanı açmıştı. Böylece 13. Yy’ in 2. Yarısında
Türkçe eserlerin sayısında bir artış meydana gelmişti.
Türk yazı
dili bu yüzyılda batı Türkçesi ve kuzey-doğu Türkçesi olmak üzere 2 ye
ayrılmıştı. Batı Türkçesi, içerisinde Anadolu Türkçesi, Azeri Türkçesi, Türkmen
Türkçesi gibi çeşitli yazı dillerini ortaya çıkartmıştı ve Batı Türkçesinin
temelini eski Anadolu Türkçesi oluşturuyordu. Eski Anadolu Türkçesi, Türkçenin
belgelerle takip edilebilen ilk dönemiydi ve 13. Yy a kadar olan tüm zamanı
içerisine almaktaydı. Ayrıca bu dönem, Türkçenin bütün dönemleri içerisinde ses
ve biçim bilgisi bakımından en saf ve duru dönemidir.
2)YUNUS EMRENİN YAŞADIĞI DÖNEMDE
TÜRKÇE’YE VERİLEN ÖNEM
[2]Yunus Emre’nin yaşadığı devirde Türk
dilene çok fazla önem verilmiyordu. Arapça ve Farsça bu yüzyılda edebiyat dili
haline gelmişti fakat Selçuklu Devleti’nin yıkılmasından sonra Anadolu da
ortaya çıkan beylikler Arapça ve Farsça ’ya fazla önem
vermemişlerdi. Durum böyle olunca Türk diline gönül vermiş
bazı şairler, dillerini diriltmek için çalışmalara başladılar ve bu çalışmalar
sonucunda Türk diline adeta hayat verdiler. [3]Yapılan
çalışmalar sonucu ortaya koyulan ilk eserler çok fazla yeterli değildi. Fakat
böyle bir devirde Yunus Emre gibi bir halk şairinin yetişmesi, Türk dilinin
cılızlıktan kurtarılacağının habercisiydi.
3)YUNUS EMRE’NİN DİLİ
Yunus Emre’nin dili Eski Oğuz Türkçesi’ydi[4].
Bir taraftan Eski Türkçe izleri, diğer taraftan yeni yeni şekillenen Eski
Anadolu Türkçesi izleri Yunus’un şiirlerinde yer almaktaydı.
Ayrıca Yunus’un
şiirlerinde Arapça ve Farsça kelimeler de mevcuttu. Fakat Yunus Emre bu
kelimeleri Türkçe söyleyiş özelliğine uydurmuştur. Bu yüzden Yunus Emre’deki
Arapça ve Farsça kelimeler okuyucuya ağır gelmez.
3.1)DİL İNCELEMESİ
1. Yunus Emre’nin eserlerinde hem kelime
düzeyinde hem de ses düzeyinde yuvarlak ünlülü kelimeler bulunmaktadır[5]
2. Eserlerde ünlü düşmesi çok sık
görülür.
3. Eserlerinde birleşmeye örnek
olabilecek birçok kelime vardır.
4. Bugünkü Türkçede başında t harfi olan
birçok kelime yerini d harfine bırakmıştır.
5. Eserlerde kelime başında y düşmesi
görülür.
6. Eserlerinde sayı isimlerinden çok 1 kullanılmıştır.
7. Türkçenin eklemeli bir dil olması
nedeniyle yapım eki kullanılarak birçok kelime türetmiştir.
8. Eserlerde en çok kullanılan zamir;
ben zamiridir. Bu da tasavvufun özünde yer alan kendine dönüş düşüncesiyle
yakından alakalıdır.
9. Yunus emre eserlerinde çok değişik
sıfat örnekleri kullanmıştır. Sıfatlar gündelik dildendir. Dolayısıyla niteleme,
küçültme, sayı, belirtme sıfatları fazladır. Bu da eserlerin dilini
zenginleştirmiştir.
10. Dönüşlülük zamirleri ;öz, kendü, kendözdür.
Belirsizlik zamirleri; fülan,ne kim, kim ,kimi ,kimesne gibi sözcüklerdir.
11. Eserlerinde ‘ınca ’zarf fiili
‘-ceğine ‘anlamı taşımaktadır.
12. Eserlerde yabancı dilden gelen edatların
çok az kullanıldığı görülmüştür. “ġayed, amma, velâkin, lakin bigi” gibi
edatların sayısı sınırlıdır. “Çün” en çok kullanılan edattır.
13. Eserlerde en çok kullanılan zaman geniş zaman
ekidir.
14. Eserlerde rivayet birleşik zaman ve şimdiki
zaman kullanılmamıştır.
15. Eserlerde tamlamaların üçlü ve dörtlü
terkipleri kullanmamıştır. Bu eserlerinin dilinin daha akıcı ve yalın olmasını
sağlar.
16. Eserlerde k>h değişikliği kelime başında
(kanı) ve kelime içinde (uyhu) görülmektedir.
17. Yönelme hal ekinin, yaklaşma ana
görevi yanında eserlerde farklı görev ve anlama sahip olduğu görülmektedir:
a)Uzaklaşma
görevinde
b)”için”
anlamında
4)SONUÇ
13. yy bünyesinde yetişen Yunus Emre, eserlerinde canlı,
işlek, samimi bir dil kullanmıştır. Halk kültürünü mahalli bir söyleyişle
işlemiştir. Halka, yine halk diliyle seslenmiştir. Halk dilini mükemmel bir
üslupla kullanmış bir sanatkârdır. Yunus Emre’nin dili, sade dolambaçsız,
gereksiz ifadelerden uzak bir dildir. Eserlerinde Arapça ve Farsça kelimeler
kullanmıştır. Fakat bu kelimelerin çoğu daha önce dilimize giren kelimelerdir.
Yunus Emre Türk
şiirinin sevilmesinde ve benimsetilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Türkçenin
sevimli ve insanın içini ısıtan yüzünü ortaya çıkarmıştır. Günümüzde Yunus
Emre’nin herhangi bir eserin okuyan biri, eserin dilini çok ağır bulabilir,
anlamayabilir. Fakat 13. Yy bünyesinde bulunan eserlere kıyasla Yunus’un dili
oldukça sadedir. Ayrıca eserlerinde Allah sevgisi üzerinde durmuş, güzel ahlakı
öğütlemiştir. Hem de her türlü batıl inanca karşı, gerçek İslam tasavvufunu
öğretmeye çalışmıştır. Şairliğini ve bilgeliğini belli bir amaç doğrultusunda ilerletmiş,
eserlerini bu yönde ortaya koymuştur.
KAYNAKÇA
· Yaşar AKDEMİR, Hasan KAVRUK, 2012,Yunus
Emre’de Türkçe
· Arş. Gör. Emek ÜŞENMEZ, 2009,Yunus
Emre’nin Dili Hakkında, Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi
· http://www.diledebiyat.net/yuzyillara-gore-klasik-turk-divan-edebiyati/13-yuzyilda-klasik-turk-divan-edebiyati
[1]
Ayrıntılı Bilgi İçin Bkz:
http://www.diledebiyat.net/yuzyillara-gore-klasik-turk-divan-edebiyati/13-yuzyilda-klasik-turk-divan-edebiyati
[2] Arş.Gör.Emek
ÜŞENMEZ ,Yunus EMRE’nin Dili Hakkında,İSTANBUL,Uluslararası Hakemli Sosyal
Bilimler E-Dergisi s.4
[3]
Ayrıntılı Bilgi İçin Bkz:
http://yee.org.tr/kosova/tr/yunus-emre/yunus-emrenin-dili-6
[4]
Arş.Gör.Emek ÜŞENMEZ ,Yunus EMRE’nin Dili Hakkında ,İstanbul,Uluslararası
Hakemli Sosyal Bilimler,E- Dergisi,s.5
[5] Yaşar
AKDEMİR-Hasan KAVRUK, Yunus EMRE’de Türkçe, ANKARA, Türkçe Yayınları, s.4
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder